DEVA PARTİSİ ADAY ADAYİ RECEP CEYLAN, İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN BU DENLİ DARBE ALMASI HÜKÜMETİN İZLEDİĞİ YANLIŞ POLİTİKALAR YÜZÜNDENDİR”
2020 yılında 6.8 büyüklüğünde deprem yaşayan Elazığ da yaralar henüz sarılmamışken 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen iller arasında oldu. Bu depremlerde İHMAL sonucunda yıkılan bir binamız haricinde başka yıkım olmamıştır. İl genelinde yapılan yaklaşık 32.000 bina taramasından yaklaşık 8.000 tanesi ağır hasarlı. Yani incelenen her 4 yapıdan 1 i oturulmamasi gereken yapı. Oturulmamasi gereken diyorum çünkü şehrimizde son depremde yıkılan yapıya 2020 depreminde ilk önce ağır hasar verilmiş olup, sonrasında birkaç kişinin itirazı sonucunda birkaç kişinin itirazı sonucu orta hasar raporu verilen bir yapı var. İş bilmezler yüzünden orta hasara dönüştürülen bu bina da birbirinden değerli 2 cana mal oldu. 1 i polis olmak üzere 2 temiz yürekli vatandaşımızı kaybettik.
Elazığ da incelenen her 4 yapıdan 1 i ağır hasarlı demiştik. Bu da Elazığda konut stoğuna ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Yaşanan depremler sonucunda Elazığ a çevre illerden alınan göçü de hesaplarsak konut krizinin ne kadar derin olduğu anlaşılır.
Ama ne yazık ki 6 Şubat depremlerinden bu yana Elazığ’da inşaat sektörü durmuş vaziyette. Sebebi ise artçı depremler olarak gösterilmektedir.
Elazığlı iş insanları olarak, merkez üssü olan, depremden daha çok etkilenen illerde, neden inşaat faaliyetlerinin devam ettiğini, beton döküldüğünü merak ediyoruz.
Zaten Deprem öncesi yaşanan ekonomik krizden dolayı inşaat sektörü darboğazda idi. Fiyat artışları ve vergi yükü hem müteahhit firmalar hem de evlerini yapmak isteyen vatandaşlar için büyük bir Zorluk. Bu zorluğun üstüne, enflasyon bu kadar zirvedeyken, hergun fiyat güncellemesi ile inşaat malzemelerine zam gelirken evler nasıl yapılacak!!!
2022 yılının sonlarına doğru imar durduruldu ve inşaata yeni başlayacak olan müteahhitler ruhsat alamadı. 2022 Mart Nisan aylarında ruhsatlar için izin çıktı lakin yapılan itirazlar sonucunda tekrardan imar durduruldu. Eylül ayında tekrardan imar açıldı. Yani 2021 yılının sonundan 2022 Eylül ayına kadar yeni ruhsat alınmadi yani inşaat sezonununda inşaat faaliyetleri yönetilmedi.
2021 yılında 130 M2 ev 100.000 TL ye yapılabiliyor 2023 yılında 130 M2 ev 800.000-900.000 TL ye yapılabiliyor. İnşaat maliyetlerinin bu kadar artması, inşaat sektörünün bu denli darbe görmesi hükümetin izlediği yanlış politikadan başka birşey değildir. Bugün aynı hatayı 1 yıl içinde tüm konutları yapacağız diyerek yapıyorlar. Madem bu kadar kısa bir sürede konutlar yapılacaktı neden Elazığ da halen bu sorun çözülemedi.
Deprem değil ihmal öldürür. Evet bina yapımında en önemli iki faktör Demir ve betondur. Burada en önemli görevler yapı denetimler ve yapı laboratuvarindadir.
Özellikle beton dökümünde yapı denetim personellerinin şantiyeye bir tiyatro izleyicisi olarak değil, gerçek bir kontrol vazifesini yapan teknik bir adam olarak gelmeli ve beton dökümünde betona olumsuz etki edecek müdahalelere engel olmalıdır.
Yapı denetim demişken; inşaatların durdurulmasından bahsetmiştim, inşaatlar ilerlemezse yapı denetim hakediş alamaz, hakediş alamazsa laboratuvar vb yerlere ödeme yapamazlar. Bu da personellerinin işine son vermeye kadar gider . Yani işsizlik oluşur. Ha keza aynı durum müteahhit ve üretici firmalar içinde aynı. Ve şu anda Elazığda durum bundan ibaret.
Son olarak deprem bölgelerinde yapılan TOKİ ihalalerinden bahsetmek istiyorum. Yapılan ihalelerde konut başına 1.500.000-1.800.000 TL ye verildiği görülmektedir. Tabi bunlara KDV ve fiyat farklarıni da eklersek bu fiyat daha da artmaktadır.
Oysa ki 11 Şubatta Çevre şehirciliğin yayınlamış olduğu birim fiyat; Deprem bölgesinde yapılacak konutların Z+4 kat yapılacağını baz alırsak M2 fiyatı 6.350 TL. Bugün yapılan ihalelerde M2 fiyatı yaklaşık olarak 15.000-16.000 TL arasında verilmiştir. Madem fiyatlar bu kadar yüksek neden birim fiyatlar düşük gösterildi. Veya madem birim fiyat M2 fiyatı 6350 TL neden 15.000-16.000 TL den işler verildi. Altyapı ve peyzaj maliyetinin M2 sinin 9.000-10.000 TL olmadığını inşaat mühendisleri olarak kestirebiliyoruz. Bu ihalelerin deprem bölgesindeki müteahhitlere verilmesi daha Uygun olmaz mıydı. Zaten depremde ciddi zarar gören halki kalkındırmak adına böyle bir yol izlenmesi kalkınma açısından daha uygun olmaz mıydı.
Konut başına bu kadar yüksek fiyatlara verileceğine hak sahiplerine düşük faizli bu paranın yarısı kadar Kredi verilseydi, ve geri kalan para devletimizin cebinde kalsa idi daha iyi olmaz mıydı.
Elazığ depreminden sonra dışarıdan bir müteahhit 170 M2 ev yapıp 400.000 TL ye satıyorken TOKİ ye 1.200.000 TL ye daha az M2 li evler yaptırıldı. Aradaki bu fark sadece mal sahiplerinden değil Tüm Türkiye’nin cebinden çıktı.