KİMİ ELEŞTİRELİM?

Elazığ’da futbol tüm spor branşların dışında tutulur ve başka bir değerlendirmede ele alınır.

Elazığ’da herkes illaki Elazığspor taraftarıdır ve bordo-beyaz renk bize göre farklı renklerdir.

Bu haftaki yazımda futbol branşını ele alacağım.

Her zaman olduğu ilk akla Elazığspor geliyor ama ben amatör maçlara, hakemlere ve de başka dış unsurlara değineceğim.

İlimiz Amatör takımlarının ekonomik sıkıntıları gün geçtikçe artıyor ve bu doğrultuda hiç kimse bir proje üretmiyor.

Bu mesele ayrı bir tartışma konusu zaten.

Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü maddi ve malzeme yardımı son 5 yıldır yapmakta ve ne hikmetse bu yılki destek seçim sürecine denk gelmesi farklı tartışmalara sebebiyet vermekte.

Şimdi bende şöyle bir soru sorayım eleştiren kişilere; ‘’Daha önce böyle bir destek aldınız mı?’’

Yardım Devlet kanalıyla yapılmakta ve sadece futbol değil tüm spor branşlarına yapılıyor. Ben Elazığ’da kısa süre futbolculuk, 20 yıl hakemlik, antrenörlük ve de yöneticilik yaptım. Aktif olarak da temsilcilik yapmaktayım.

Spor camiasının her kademesinde görev yapanlar ile muhabbetim ve diyaloğum var.

Yapılan bu yardımlar birileri sevinsin birilerine kin bağlanıp verilmesin diye bir düşünce yok.

İlimiz spor potansiyeli çok ama çok yüksek bir kent.

Bunun farkına varanlar yıllar önce birçok başarıya imza attılar.

Her branşta milli sporcu ve antrenörler çıktı. Ama şimdilerde biz birbirimizi yemenin derdindeyiz.

Elazığ’da 2 futbol takımı 3. Ligde.

Başta hocalar ve Elazığlı oyuncular bir hata yapsa halen eleştiri yağmuruna tutarlar.

Her iki takım ligde kaldı ve her iki takımda ekonomik sıkıntılar içinde şu ligde tutunmasını bildiler.

İddiaya maçlar sattılar, kendilerine piyasa yapmaları, oyuncu menajerliğin yaptılar gibi eleştiriler hep yapıldı.

Evet; eleştiren spordan yoksun kişiler Elazığspor ve 23 Elazığ Futbol Kulübü ligi 10. Sırada tamamladılar.

Şimdi eleştiri yapın da sizi göreyim.

Lafa gelince mangalda kül bırakmıyoruz ne yazık ki…

Amatör maçlara gelince de tek söylenecek söz şu aslında; Elâzığ’da futbol her anlamda bitmiş vaziyette.

Maç izlemeye gittiğimizde sahada futbolcular, kendilerini Messi ya da Ronaldo gibi görüyor. Teknik Direktörler de Fatih Terim ya da Mourinho zannediyorlar. Hakemler ayrı bir sıkıntı. Kural bilgileri olmadığı gibi kendilerine yapılan telkinlerde de ayakları yere basmayıp her biri Cüneyt Çakır ve Collina sanki. Yöneticiler de sanki süper ligde takım sahipleri ve her biri Ali Koç ya da Federasyon Başkanı gibi kendi işlerini yapmayıp hep birilerini eleştiriyorlar.

Biri de çıkıp sorsa; ‘’Kaç futbolcu yetiştirdiniz? Takımın hangi başarısı var? ‘’ diye.

Şimdi bunları dile getirmezsem aldığım 4 yıllık akademik eğitim, 20 yıllık hakemlik, antrenörlük ve yöneticiliğime ters düşeceğim.

Futbol dışında farklı bir branşta temsilcilik yapıyorum ama gönlüm ve aklım hala futbolda.

Neden bu durumlar yaşanıyor Elazığ’da.

Neden BAL Ligine gidecek bir takımın belirlenmesinde başka bir ilden benim ilime hakem triyosu gelir.

Ligin tamamında ve de play-offta benim hakemlerim düdük ve bayrak çekmiş neden başka bir hakem gelip de benim takımlarımın kaderini belirler.

Bir spor adamı olarak içim içimi yiyiyor.

Nedenler ve niçinlerle dolu birçok sorular…

Kimi eleştirelim ki?

Kime sorsan kendince bazı savunmalarda bulunacaklar.

İşin açıkçası şu aslında; her geçen gün ilimizde futbol çok ama çok kötüye doğru gidiyor.

Ne zaman düzelir diye sorarsanız; ben şunu söylerim…

Ben değil de ‘’BİZ OLDUĞUMUZ ZAMAN’’

Daha fazla eleştiri yapmayacağım ve herkes hangi görevde olursa olsun şunu yapsınlar; ‘’ŞAPKAYI ÖNÜNÜZE KOYUN’’ iç sesiniz size doğruları söyleyecektir.