SPOR’UN NE OLDUĞUNU BİLEN VARMI?
Bu hafta ki yazımın başlığında değindiğim gibi; sporun ne olduğunu bilen varmı acaba? Diye sormak lazım.
Şimdi nereden çıktı bu diyenlere detaylarıyla anlatayım.
İlimiz her spor branşında başarı elde etmeye devam ederken 1 bayan basketbol takımımız satıldı, diğeri ise kapatıldı. Bir diğer bölgesel amatör takımımız da satışa sunuldu.
Kimse de neler oluyor diye soran olmuyor.
Şu mantık mı var acaba; ‘’Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’’ diye.
Futbolda İl Özel İdaresi U-17 kategorisinde Türkiye Şampiyonu,
Hentbol ’da Okullararası ve kulüplerde erkek takımlarımız Türkiye Şampiyonluğu ve bayanlarda da Milli takıma sporcu verdik.
Boks ’ta bayanlarda kulüp bazında Olimpiyatlara ilk kez bir bayan sporcu verdik.
Yüzme ve Su topunda yaş gruplarına göre bayan ve erkeklerde Türkiye şampiyonlukları aldık.
Cimnastik’te kulüp olarak Analig’te Elazığ tarihinde erkek ve bayanlarda takım halinde ilk kez Türkiye Finallerine katıldık.
Çim Hokeyinde ilk kez kulüp olarak bir katılım sağlanmış ve yaş gruplarına göre bir sporcu Milli takıma davet edildi.
Daha birçok branşta başarılar elde edilirken geçtiğimiz sezon her hafta kapalı spor salonlarında ailecek tribünde bayan basketbolcularımızı izliyorduk.
Şimdi geldiğimiz noktada bir bayan takımımız ekonomik sıkıntılar sonucu takımı satmak zorunda kaldı ve bu sezon başka bir isimle ve başka bir ilde mücadeleye devam edecek. Diğer takımımızda kurum takımı olması nedeniyle Elazığ’a birçok ilkleri yaşatmış ve hafta sonları çocuklarımızın basketbolu sevdirmelerine neden olmuşlardı.
Ama nedense kurum takımımızda yine ekonomik sıkıntılar sonucu basketbol branşını kapatma kararı aldı.
Sonuç olarak 2 bayan basketbol takımımız bu sezon Elazığlıları basketbola hasret bıraktılar.
Bir başka kulüpte futbolda bölgesel amatör takımlarımızdan biri. Bu takımımız da yine aynı gerekçe ile kulübü satışa çıkarttı.
Bu kulüp; yine eskilere gidecek olursak birçok ilkleri bizlere yaşatan ve birçok futbolcunun buradan yetişip profesyonelde bir basamak oldu.
Üniversiteler arasında 2. Ligde mücadele eden tek takım unvanını elinde bulundurmuş ve birçok futbolcu bu kulüple anılmıştı.
Şimdi olaya nereden bakacağız?
Ekonomik boyuttan mı?
Yoksa sporu bilmeyen kişilerin bu kulüplerde görev alarak takımın hem başarı hem de ekonomik dar boğaza sürüklemesi mi?
İŞİ EHLİNE VERMEZSEN OLACAĞI BU
Ekonomik sıkıntı yaşamayan hiçbir spor kulübü yok.
Olaya burada bir başlangıç yapalım. En üst düzeyde mücadele eden takımların milyon dolarlık borçları var. Bu borçlar sonucu kulübü satışa çıkartmak ya da kapatma pozisyonuna gitmiyorlar.
Kapatma ve de satışa çıkartılan kulüplerin elde ettikleri başarı azımsanacak seviyede değil.
Bu duruma gelmek için bu zamanın ekonomisinde bir hayli bütçeye sahip olmanız gerekir.
Var olan durumda alt yapıdan alınan oyuncu takviyesi ile ve de sponsorların desteği ile var olan borçlar bir nebze de olsa azalır.
Fakat bazımın başında değindiğim gibi işi ehline değilde sporu bilmeyenler yetkili olunca bu durumun ortaya çıkması anormal değil benim için.
Bu durumda olan kulüpler varsa sonu inanın böyle olacaktır.
Kapanma ve satışa sunulan kulüplerin kurum takımı olması da ayrı bir sıkıntı.
Bence denetim mekanizması devreye girmeli.
Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve ASKF’ye hesap sorma ve denetim yapma yetkisi verilirse verilmeli. Resmiyette biri kurum diğeri de federasyon temsilcileri olduğu için hesap soramıyorlar.
Nasıl ki müsabaka organizasyonları, malzeme ve saha tahsisi konularında yetki iki kurumdaysa yöneticilerin belirlenmesinde ve yetkilendirilmesinde yetkili kılınmalı.
Yoksa sporun içinden gelen, her aşamasında bilgi sahibi olanlar geri planda kalıp işi bilmeyenler ekolarıyla sporu bildiğini iddia eder ve geleceğimiz olan evlatlarımızın da böylelikle kaderleriyle oynarlar.